Author: on the way to wonderland
•21:55

Maslak TİM (Türker İnanoğlu Merkezi), altı yıldır dünyanın en çok izlenen müzikali Chicago’yu Türkiye’ye getirmeye çalışıyormuş. Yıllarca kapalı gişe oynayan müzikale gitmeyi gerçekten istiyordum. Derken! Babam elinde 5 adet Chicago biletiyle çıkageldi. Hem de ilk günü için en ön sıralardan alınmış biletler!

Neyse, 1 Ekim akşamı oldu, giyindik süslendik, saat 9'a çeyrek kala TİM’deydik. O an itibariyle bir şaşkınlık başladı bende. TİM’in otoparkı gayet boştu ve yokuşta park edilmiş çok az araba vardı. Bunun 2 sebebi olabilirdi: 1) Ya çok az insan gelmişti, 2) ya da millet akıllanmış ve taksiyle falan gelmişti... İçeri girince bu iki seçenekten ilkinin - yani korktuğumun gerçek olduğunu farkettim; salon bariz boştu! Saat 9’a 10 varken, salonun dolmasına dair bir umudum hala vardı – o da Türk insanının sanata en  düşkün kesiminin bile her daim geç kalmasıydı – gerçekten ‘sıfır zamanlama’ sahibiydik. Ülkemizin sanatçılarının(!) sahneye en az 1 saat geç çıkma alışkanlığının bizde ‘nasıl olsa asla zamanında başlamazlar’ görüşünü oluşturduğunu hesaba katarsak, tahminim doğru çıkmaya ve salon tam 9’da dolmaya başladı. İşin en acıklı tarafı, saat 9’u 5 geçe, orkestranın sahnedeki yerlerini almış olmalarına rağmen akın akın seyirci gelmesi! Neyse, hiç gelmeyebilirlerdi de! Saat 9'u 10 geçe ışıklar sönüp de sunucu sahneden bize seslendikten sonra, dansçıların sahneye gelmesi esnasında seyirciden hiç alkış gelmemesi, Chicago takımının moralini bozmuş olsa gerek ki, vasat bir performansla yaptılar açılışı. İlk yarıya kadar Chicago da seyirciler de yüksek bir tempo tutturamadı desem pesimist yaklaşmış olmam diye düşünüyorum.

Arada (sigara molasında) gençlerimiz birbirlerine nasıl uyuduklarını vs. anlatıyorlardı... Zaten şarkıların bitişini idrak edemeyip alkışları geciktirdikten sonra, biletlere onca para verip uyuyanları duyunca iyice şaşkına döndüm.

Aradan sonraki girişte, orkestra şefi şaşkınlığı aşıp kızgınlık safhasına geçmiş olacak ki, ilk alkış kendisinden geldi... Bir iki atladı zıpladı bizi kendimize getirmek için – işe yaradı diyebilirim. En azından şarkı sonlarını kaçırmadık. İkinci yarı ilkine nazaran daha enerjik ve daha dolgundu. Benim açımdan son derece eğlenceliydi de. Belki buradaki performansın dünya çapında ün kazancak kadar iyi olduğunu söyleyemem ama kesinlikle izlenmeye değerdi...

Son söz olarak, siyasetçilerimize ellerini parçalayana kadar şakşakçılık yapan insanlarımızın sanata bu kadar duyarsız ve saygısız oluşuna çok kırıldım, üzüldüm ve kızdım... Belki de her seferinde bunu farketmekten utanç duyuyorum! Yine de ümitsizlik mi? Asla.


NOT: Chicago 10 Ekim’e kadar TİM’de. Biletix’te bilet kaldıysa ve çok pahalı gelmezse bir bilet edinip izlemenizi tavsiye ederim.